İTÜ İşletme Fakültesi Mimari Proje Yarışması ödül töreni ve kolokyumu, 28 Aralık Cumartesi günü saat 14.00’te Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.
İTÜ İşletme Fakültesi Mimari Proje Yarışması ödül töreni ve kolokyumu, 28 Aralık Cumartesi günü saat 14.00’te Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.
İTÜ Rektör Yardımcısı Lütfihak Alpkan, açılış konuşmasında proje alanının, İTÜ Maçka kampüsünün kalbinde yer aldığını, yarışmayla elde edilecek yapının kampüsün idari merkezi olacak olmasının yanı sıra akademik olarak da büyük öneminin bulunduğunu söyledi. Projenin İstanbul için de önemli bir katkı sağlayacağını düşünen Alpkan, yarışmaya katılanlara teşekkürlerini iletti.
Hasan Şener moderatörlüğünde gerçekleştirilen kolokyumda, jüri üyeleri Günkut Barka, Yasin Çağatay Seçkin, Melike Altınışık, Özcan Uygur, Esra Ece Bayat ve Derya Ekim Öztepe yarışmayla ilgili değerlendirmelerini paylaşarak katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.
Hasan Şener, İstanbul için önemli bir noktada yer alan İTÜ İşletme Fakültesi için mimari proje elde etme yöntemi olarak yarışma yönteminin tercih edilmesinin önemini vurgulayarak İstanbul Teknik Üniversitesi yöneticilerine teşekkürlerini iletti. Yarışmayla elde edilecek olan yapının hem İstanbul hem de İTÜ adına önemli bir kazanç olduğunu dile getirdi. Yarışma sürecinin tüm aşamalarında emeği geçen jüri üyelerine teşekkürlerini iletti. Yüksek sayıdaki katılımın yarışma sürecinin önemini gösterdiğini ekledi.
Jüri Başkanı Özcan Uygur, yarışmaların, iyiyi aramak ve mimarlık ortamında eğitimi devam ettirmek gibi iki misyonunun bulunduğunu ifade etti. Yarışmanın, İTÜ, mimarlık ortamı ve eğitimi için çok önemli katkıları olacağını düşündüğünü dile getirerek yarışma düzenlenmesindeki çabaları nedeniyle İTÜ yöneticilerine teşekkürlerini iletti.
Yarışmalara girerken seçici davrandıklarını söyleyen yarışma katılımcısı Yavuz Selim Sepin, bu yarışmanın kendilerini heyecanlandırdığını dile getirdi. Jüri raporunda yer alan “cesur yaklaşım” ifadesinin kendisini rahatsız ettiğini, yarışmaya katılan her projenin cesaret gösterdiğini düşündüğünü söyledi. Şartnamede belirtilen ihtiyaç programını karşılamayan projelerin ödül grubunda yer aldığını gözlemlediğini dile getiren Sepin, aykırılık gösteren projelerin ilk aşamada elenmesi gerektiğini savunarak jüri üyelerine bu konudaki yaklaşımlarını sordu. Özcan Uygur, metrekare konusuna dikkat ettiklerini ve sırf bu nedenle sıralamaları değişen projelerin bulunduğunu söyledi. Melike Altınışık metrekare konusunun kendileri için de önemli olduğunu ve bu konuyla ilgili hassasiyet gösterdiklerini dile getirdi.
Jüri üyesi Yasin Çağatay Seçkin, İTÜ’de yapılacak her binanın yarışmayla elde edilmesi için büyük mücadeleler verdiklerini söyledi. Başka yöntemlerle elde edilebilecekken, proje alanının önemli bir noktada olduğunu ve özellikle içinde bulunduğumuz durum düşünüldüğünde projenin yarışma ile elde edilmesinin çok kıymetli olduğunu ifade ettiklerini dile getirdi. Proje yarışmalarından çıkan sonuçların her zaman iyi neticeler verdiğine inandığını, yarışma sonuçlarında en önemli şeylerin yaratıcılık ve çağdaşlık olması gerektiği düşüncesini savunduğunu söyledi.
Danışman jüri üyesi Ömer Yılmaz, 204 projenin değerlendirilmesinin kolay bir iş olmadığına dikkat çekti. Jüri üyelerinin projeleri değerlendirmesi için dört günün yeterli bir zaman olduğunu düşündüğünü belirtti. 204 projenin içinden ödül grubu çıkarıldığında dahi ikinci bir ödül grubu oluşturacak nitelikte bir katılımın olduğunu dile getirdi. Bu tür yarışmalar için katılım sınırı getirilmesi gerektiğini söyledi.
Yarışma katılımcısı İlker Fatih Özdoğan, öğretim üyesi - öğrenci yakınlığı durumuyla ilgili olarak, eğitim kadar araştırmanın da önemli olduğunu ve araştırma için gereken mekânların niteliğinin farklı olması gerektiğini düşündüğünü, bu konuda jürinin yaklaşımını doğru bulmadığını dile getirdi. Yavuz Selim Sepin’in “cesur yaklaşım” ifadesiyle ilgili çekincesine katıldığını söyleyen Özdoğan, bahsi geçen projelerde cesur bir yaklaşım göremediğini ekledi.
Jüri başkanı Özcan Uygur, öğrenci - öğretim üyesi ilişkisinin yarışma hazırlık aşamalarında da tartışıldığını, üniversitede eğitimin nasıl olması gerektiğiyle ilgili düşüncelerinin şartnamede belirtildiğini söyledi. Öğretim üyeleri ve öğrencileri plan ya da kesitte ayrıştıran ve bir araya getiren projeler olduğunu hatırlattı. Kendi aralarındaki tartışmalarla öğrenci ile öğretim üyesi arasında bir sınır olmaması, üniversite eğitim yaşantısının sosyalleştirilmesi gerektiği sonucuna vardıklarını ekledi.
Yedek jüri üyesi Ece Bayat, öğrenci ve öğretim üyesi arasında sosyal bir hayat oluşturacak yaklaşımı bir öğretim üyesi olarak olumlu bulduğunu ifade etti.
Rıdvan Kutlutan, Ömer Yılmaz’ın jüri değerlendirme süreleriyle ilgili yorumuna katılmadığını, jürinin yarışmalarda yeterince zaman ayırmadığını düşündüğünü söyledi. Jürinin birincilik ödülü alan projeyle ilgili jüri değerlendirme kriterinin ne olduğunu merak ettiğini dile getirdi.
Yasin Çağatay Seçkin, birincilik ödülü alan projenin değerlendirme kriterleriyle ilgili olarak, projeyi bir fakülte binası olmanın dışında mahalle ile ilişki kuran, duvarlar arasında kalmış olan bir kampüs alanından farklı bir söz söyleyen, çevre halkıyla ilişkinin devam etmesini sağlayan ve duvarların içinde, kontrollü girip çıkılan bir kampüs yerine alanın tüm yaşayanlarına hitap eden, tüm kentliyi davet eden bir yapı olarak değerlendirdiklerini anlattı.
Jüri üyesi Melike Altınışık, ödül grubu projelerinde, olumlu yönler dışında, eleştiriye açık yönlerin de söz konusu olduğunu; bazı projelerde kentle kurulan ilişki çok öne çıkarken insanla kurulan ilişkinin yok edildiğini, ancak birinci projede bu dengenin sağlandığını vurguladı. Projelerin kendi tutarlılıkları içerisinde değerlendirildiğini ekledi.
Yedek jüri üyesi Derya Ekim Öztepe, birinci projenin tarihi yapıyla kurduğu ilişkinin, diğer projelerde görülen birleştirilmenin ötesinde, bir ek olmasının önüne geçilerek yapının kendisi haline gelmesinin değerlendirmelerinden biri olduğunu söyledi.
Yarışma katılımcısı Tuna Han Koç, şartname hazırlanırken belirli bir hassasiyet ve yaratıcılık bulunması gerektiğini, şartname hazırlığının tekrar gözden geçirilerek yenilenmeye ihtiyacının olduğunu düşündüğünü söyledi.
Yarışma katılımcısı Yavuz Selim Sepin tekrar söz alarak, birincilik ödülü alan projenin inşaat raporuyla ilgili olarak yeterli bir bilginin yer almadığını dile getirdi.
Jüri üyesi Günkut Barka, mühendislik ve mimarlık açısından değerlendirildiğinde jüri olarak ortak bir paydada buluştuklarını ifade etti. Raporlarla ilgili olarak, çok detaylı çalışılmış raporları olan projeler olduğu gibi kısa açıklamalar sunmuş projeler de bulunduğunu belirtti. Hem betonarme hem çelik sistemlerinin kullanıldığı birincilik ödülü sahibi projenin raporunda birtakım eksikliklerin belirtildiğini, mühendislik açısından çalışılması gerektiğine inandığını söyledi.
Semra Uygur, mimarlık ortamının içinde bulunduğu durum, genç meslektaşların yaşadığı sorunlar ve yarışmaların bir süredir kesintiye uğramış olmasının getirdiği açlık nedeniyle, meslek içi eğitimlerin devam edebilmesi için yarışmalara girilmesi gerektiğini söyledi. Meslek örgütlerine düşen en önemli görevin bu yarışmaların düzenlenmesini desteklemek olduğunu dile getirdi. Bulunduğu alandaki yorumu, tarihi bina ve bulunduğu coğrafyayla kurduğu ilişki nedeniyle birincilik ödülü kazanan ekibe tebriklerini sundu. Projenin strüktür ve iç mekânla ilgili problemlerinin bulunduğunu söyleyen Uygur, yarışmaların bir fikrin ödüllendirilmesi ve öne çıkarılması olduğunu ve projenin süreç içerisinde geliştirilmeye devam edeceğini vurguladı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin, projenin uygulamasının geliştirilerek yapılmasına ortam sağlayacağını ve hayata kavuşmasını gerçekleştireceğini umduğunu söyledi.
Birincilik ödülü alan proje ekibinden Erol Kalmaz’ın, yerine ait kılmak için uğraştıkları projenin takdir görmesinin kendilerini çok mutlu ettiğini söyleyerek teşekkürlerini iletmesinin ardından kolokyum sona erdi.