Lüleburgaz Tosbağa Dere Fikir Projesi Yarışması Kolokyumu, 3 Şubat 2018 Cumartesi günü, yarışmayla elde edilen bir yapı olan Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi’nde gerçekleşti.
Lüleburgaz Tosbağa Dere Fikir Projesi Yarışması Kolokyumu, 3 Şubat 2018 Cumartesi günü, yarışmayla elde edilen bir yapı olan Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi’nde gerçekleşti. Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak’ın konuşmasıyla başlayan kolokyumda jüri üyeleri H. Sinan Omacan, Hakan Evkaya, Boğaçhan Dündaralp, Murat Cemal Yalçıntan, Gökhan Kaya Atay, proje müellifleri ve kent sakinleri yarışmayla ve kentle ilgili düşüncelerini paylaştı.
Yerel yönetim olarak, rant yaratan bir kent yerine değer yaratan bir kenti hedeflediklerini söyleyen Emin Halebak, 59 projenin katıldığı yarışmada her projenin fikir elde edilecek bir tarafı olduğunu ve projeyi bunları göz önünde bulundurarak değerlendireceklerini söyledi. Eşdeğer ödül sahiplerine, katkı sağlayanlara tebrik ve teşekkürlerini sundu.
Gökhan Kaya Atay’ın moderatörlüğünde gerçekleşen kolokyumda jüri başkanı H. Sinan Omacan, Lüleburgaz Belediyesi Otobüs Terminali, Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi, Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi ve Lüleburgaz Yıldızları Yüzme Akademisi’nden sonra Lüleburgaz Tosbağa Dere Rekreasyon Alanı Fikir Projesi’nin de yarışmayla elde ediliyor oluşunun Türkiye mimarlık ortamına katkı sağladığını dile getirdi.
Asli jüri üyelerinden Murat Cemal Yalçıntan kentlinin yaşam kalitesini arttıran projeler geliştiren belediyecilik anlayışını çok cesur bulduğunu söyledi.
Yine asli jüri üyelerinden Hakan Evkaya, yarışmayla ilgili fikirlerini şu sözlerle dile getirdi: “Çok ilginç, garip bir döneme tanıklık ediyoruz. Birileri, birilerini öldürüyor, bir kadın güzel olduğu için tecavüze uğruyor, bir subay kediye şiddet uygulayıp bunu yayınlıyor. Böyle ilginç bir döneme tanıklık ediyoruz. Kitap okumaya senede kişi başı 30 kuruşun ayrıldığı, 7000 sağlık yapısı, 130000 caminin yapıldığı; kısacası katı olan her şeyin buharlaştığı bir dönemde, tiyatroya gitmiş, bir sanat yapısında bulunmuş, akademide arkadaşlarıyla spor yapmış bir çocuğun bunların hiçbirini yapmayacağını düşünüyorum. Kültürel erozyonun ciddi anlamda önünü kesmeye çalışan bir operasyon. Bu açıdan gerçekten Lüleburgaz Belediyesi’ne çok büyük saygı duyuyorum.”
Jürinin değerlendirmesinden sonra eşdeğer ödüle layık görülen ekipler, fikir projesine yaklaşımlarını dile getirdi.
Eşdeğer ödül kazanan proje müelliflerinden Evren Garip, kentin büyümesinin planlanıp 15-20 senelik öngörüyle hazırlanmasının düşünüldüğü projede, alanın bugün için de önemli bir değer olduğundan ve bugünkü ve 15 sene sonraki değer durumlarına kafa yorarak proje tasarımlarını oluşturduklarından bahsetti. Bugünkü tasarımın esnekliğinin, gelecekte temel parametreler içerisindeki değişimlere zemin hazırlayabileceği yorumunu yaptı.
Önerilerinin kritik noktasının ekonomiyi de içinde barındırıyor olması ve yapı yapmadan peyzaj ünitesi yaratma meselesi olduğunu söyleyen Hakan Tüzün Şengün ise, projeyi ekip olarak kendi içine kapalı bir otonom yeryüzü modeli olarak ele alarak bunun çok etkili bir sonuç üretebileceğini ve buradaki üretimin kendi içinde kapalı bir iç düzeneği olabileceğini düşündüklerini söyledi. Seda Kurt, gündelik, hatta aylık değil, yıllara yayılan ve mümkünse küresel düzeydeki ihtiyaçların gündeme getirileceği projelerin olması gerektiğini söyleyerek bu durumunun sadece birtakım donatılarla, mobilyalarla gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını da ekledi.
Bir diğer proje müellifi Burcu Derinboğaz, yarışmaya girmelerinin ilk nedenlerinin yarışmanın fikir projesi yarışması olması ve jürinin hazırladığı şartnamenin içeriği olduğunu söyledi. Tasarımlarına “fikir projesi” kavramını sorgulayarak başladıklarını söyleyen Derinboğaz, bu sorgunun şartnamedeki ölçeklerle ilgili beklentilere dokunduğunu, bu anlamda da tasarımları olan Park Nebula’nın, fikrin önüne geçmemek amacıyla belirli bir detay seviyesinde durduğunu belirtti. Açık alan pratikleriyle ilgilenen disiplinlere yönelik olarak XXI. yüzyılda bir kent parkının anlamı, misyonu ve bileşenleri nelerdir ve ne olmalıdır, sorusunu kendilerine yönelten ekip, pitoresk görüntülerin Türkiye’de ve dünyada tekrar edilmesinin, kent mobilyalarının standardizasyonun, aynı su elemanlarını görmenin, belli yollar yapmanın, çok belli formüller geliştirmenin dışına çıkabilmeleri gerektiğini, aksi takdirde tasarım kültürüne katkıda bulunamayacaklarını düşündüklerini dile getirdi.
Yirmi yıl boyunca projenin nasıl gelişeceğinin planlanmış olması, jüri üyeleri için önemli bir kriterdi. Yeni fikirlere açık, geleceğe dönük projeler üretilebilmesine zemin hazırladığı düşünülen şartnameden, belediyenin proje tanımından yola çıkılarak, projenin diğer kentsel tasarım yarışmalarında karşılaşılan yemyeşil bir park, bir meydan ve çevresinde gelişen fonksiyonlardan ibaret olmasının önüne geçilmiş olması, eş değer ödül sahibi Mehmet Cemil Aktaş tarafından dile getirildi. Aktaş, kentin çeperinde yer alan alanın, gelecek dönemde kentin ortasında kalarak ayrıştırıcı bir eleman olarak var olacak olmasının vurgulandığı projede, ekibinin projeyi bu alanın daha sonrasında ayrıştırıcı değil bağlayıcı bir öğe olarak ele alıp geliştirdiğini söyledi.
Eşdeğer ödül paylaşan bir diğer isim Sunay Erdem ise projeyi, ulaşım için geliştirilen çevre yollarına karşı tarlaları çeper oluşturarak koruyacak bir sistem önerisi getirerek, Lüleburgaz’ı “tarlapol” adını verdikleri bir tarım kenti olarak ele aldıklarını dile getirdi.
Ödül sahiplerinin, projeye yaklaşımlarını katılımcılarla paylaşmasının ardından ödül törenine geçildi ve sonrasında kolokyum sona erdi.
Eşdeğer Ödüle layık görülen ekipler:
EŞDEĞER ÖDÜL
- Sunay ERDEM
- Günay ERDEM
Danışmanlar
- Turgay ATEŞ
- Ömer KAYA
- Aslı Tulay ERDEM
Yardımcılar
- Muhammed Furkan ALTUN
- Yasin BAŞTÜRK
- Ada ERDEM
- Pırıl Ateş
EŞDEĞER ÖDÜL
- Enise Burcu DERİNBOĞAZ
- Öykü ARDA
- Melike ÜRESİN
- Batuhan AKKAYA
EŞDEĞER ÖDÜL
- Ervin GARİP
- S.Banu GARİP
Yardımcı
- Samet KÜÇÜKBAY
EŞDEĞER ÖDÜL
- Seda KURT
- Hakan TÜZÜN ŞENGÜN